| Posta

`SİZİNLE BİRLİKTE ÇOK FARKLI HAYATLARA DOKUNDUM

Geçen hafta Türkiye Eğitim Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’ndan (TESYEV) burs alarak okuyan bursiyerimizle yaptığımız röportajı yayınlamıştık. Bu hafta da başka bir bursiyerimiz Asiye Turgut ile konuştum. Asiye görme engelli, içinde bulunduğu durum onu hiç yıldırmadı. İstanbul Üniveristesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü’nü başarıyla bitirdi. Hikayesini bir de ondan dinleyin istedim…Hoşgeldin Asiye, TESYEV ile ne zaman tanıştın?
4 yıl önce yani 2014’te üniversiteyi kazandığımda tanıştım. Engel durumuma bağlı bazı haklarım olduğunu öğrenmem geç oldu. Üniversite sınavına girecektim paragraf sorularını okumakta güçlük çekiyordum. Başvuru sırasında engel durumunu bildiriyorsun. Heyet raporu alınabildiğini öğrendim. İstanbul Üniversitesi’ni kazandım. Koridorda yürüyorum, panoda TESYEV’in burs yazısını fark ettim. Hemen araştırıp başvurumu yaptım. Eleme sürecinde bana çok keyifli sorular sordular. Kimse engelimden bahsetmedi ama hangi kitabı okuduğumu sordu. O zaman çok mutlu olmuştum.

`

Kaç yaşındasın?

21 yaşındayım.

Hangi bölümü bitirdin?

Türk Dili Edebiyatı Bölümü’nü bitirdim. Tiyatro eleştirmenliği yapıyorum.

Türkiye’de engelli ve engelli bir kadın olmanın zorluğu neler?

Yaşadığın kötü şeyler var mı?

Birebir hakaret ya da ayrımcı davranışlara hiç denk gelmedim. Fiziksel olarak belirgin bir görüntüm olmadığından olabilir. Aksi olsaydı muhakkak öyle durumlarla karşılaşacağıma inanıyorum.

Ülkemizde engelliler konusunda eğitim verilmiyor. Sen sosyal hayatta zorluk yaşıyor musun?

Yüksek hipermetropi astigmatım olduğu için belli derecede şaşılığım var. Fotoğraflarda bu kayma net bir şekilde belli oluyor. Bunun ameliyatı var ama açıkçası istemedim. Bu konu açılınca ‘Fotoğrafa baktığında benim gözümün sağda mı solda mı olduğu seni ne ilgilendiriyor’ diyorum. Birkaç kez böyle olaylarla karşılaştım ve durumu bilen insanların aynı şeyi tekrarlamasına anlam veremiyorum.

Eğitim aldığın üniversitende sana olanaklar sağlandı mı?

Üniversiteyi kazandığımda bana bir mektup geldi ve Braille alfabesiyle yazılmıştı. Çok hoşuma gitmişti. Üniversitemizdeki engelli birimi çok aktif çalışıyor. Seminerler düzenliyorlar, bir problemim olduğunda gidip onların desteğiyle çözebiliyorsun.

Okul içi etkinliklere katıldın mı?

Tabii. Kulüplere katıldım, birçok kulüp kurdum. Edebiyatçı olunca şiir kulübü, edebiyat kulübü oluyor.

Üniversitendeki eğitimcilerin sana olan yaklaşımı nasıldı?

Eğitimcilerle değildi sorunum ama Osmanlıca dersi benim için büyük bir çileydi. Hocaya gidip ‘Benim böyle bir durumum var, sınav metninin bana büyük getirilmesini istiyorum’ dedim. Hoca hiç rapor, belge istemedi ve sınav metni bana hep büyük geldi. Sınav metninin büyük gelmesi de olayı çözmedi. O puntolar yayıldı, harfler karıştı, yine zorluk çektim. Onun dışında, bir araştırma görevlisi yanıma oturdu. Bana tek tek sınav kağıdını okudu. Başka bir araştırma görevlisi de sınav kağıdımı unutup geldi. Artık 4’üncü senem olmasına ve beni bilmelerine rağmen unutmuştu. Sadece her sınav öncesi hatırlatma yapıyordum.

Eğitim hayatında ayrımcılıkla karşılaştın mı?

Hiç karşılaşmadım.

Okul bitti şimdi ne yapacaksın?

 Şimdi yüksek lisansa hazırlanıyorum. Sınavlara gireceğim; ALES, dil sınavları. Edebiyat bitti ama benim ikinci lisansım tiyatro eleştirmenliği. O da bu sene bitiyor. Ondan sonra yüksek lisansa devam edip öğretmen olurum diye düşünüyorum.

TESYEV’in hayatındaki yeri nedir?

TESYEV için sadece eğitim hayatıma destek olan bir kurum sıfatı çok basit, çok sığ. Burada benim ablalarım oldu,sohbet edip dışarı çıkabileceğim arkadaşlar kazandım. İnsan olabilmek, iyilik yapmak… Bunları öğrendiğim bir evim daha oldu. Tam manasıyla aile ortamını yakaladığım bir yer.

`ÇOK ÇABUK OLGUNLAŞILIYOR`

TESYEV’in düzenlediği her organizasyonunda gönüllü olarak çalışıyorsun. Hangi organizasyon seni daha çok etkiledi?

Hepsinin farklı bir etkisi oluyor. Moral pikniğinde bir ailenin sohbeti, bursiyerler toplantısındaki eğlenceli atmosfer… Bir şiirdeki o sözü çok severim; ‘Yok öyle ümitleri yitirip karanlıkta savrulmak, unutma aynı gökyüzü altında bir direnişti yaşamak.’ Siz sadece kendinizi biliyorsunuz, görmüyormuş gözlük takıyormuş. Orada farklı insanlarla beraber olduğunuzda o kadar farklı hayat hikayesiyle karşılaşıyorsun ki, belki 1-2 senede sağlayacağın olgunlaşmayı 10 dakikada yaşıyorsun.

`Boş bir iyilik kaygısındalar’

Türkiye’de engelliye toplumun bakış açısı nasıl? Çok sığ ve yanlış. Kesinlikle bilmiyorlar. Yardımcı olmak isteyen, iyi niyetli olan bir kesim var. Benim engel derecem biraz daha düşük ve daha bağımsız hareket edebiliyorum. Yürürken görme engelli bir arkadaşıma refakat edebilecek durumdayım. Diğer arkadaşlarımı gözlemlediğimde, onu sürükleyip yardımcı olmaya çalışan, eline para tutuşturan insanlar görüyorum. Boş bir iyilik kaygısındalar, bunu seziyorum.

13.08.2018 Posta Gazetesi