DAHİL ETME VE BİZ
| Milliyet

DAHİL ETME VE BİZ

Çoğu zaman buza yazı yazıyormuş, duvara konuşuyormuş hissine kapılıyorum. Çünkü ne söylersek söyleyelim, ne yazarsak yazalım, orta ve uzun vadede ülkemizde değişen hiçbir şey olmadığını fark ediyorum. “Oğlum Reşit, sen söyle sen işit” misali kendimiz konuşuyor kendimiz dinliyor, kendimiz yazıyor kendimiz okuyoruz. Kurumlarımız yeterince çalışmıyor; çalışmadığı gibi kendilerini de çağın gerektirdiği şekilde yenilemiyorlar. Bilmiyorlar; bilmediklerini de bilmiyorlar. Biz öğretmeye, yol göstermeye çalıştığımız zaman da bize düşman kesiliyorlar. Doğruları duymak işlerine gelmiyor. Bile bile yanlışlarında ısrar ediyorlar. Bizim söylediklerimizi yaparlarsa, benliklerine ağır bir darbe yiyecekmiş hissiyle hareket ediyorlar. Hâl böyle olunca bize de sık sık eski ama eskimeyen yazıları burada tekrarlamak kalıyor. Bugün de 19 Kasım 2017’de yayınlanmış bir yazıyı bir kez daha dikkatinize sunuyorum. Bakın bakalım, yakınmakta haksız mıyım?

*      *     *    

Daha önce birkaç kez yazdık. Son 5 senedir Birleşmiş Milletler’in engelli insanlar konusundaki yeni projesi Inclusion. Yani ‘Dahil etme.’ Ve bunun da en önemli yollarından biri spor.

Geçtiğimiz günlerde Almanya’da, spor yolu ile engelli insanları topluma dahil etme, onlarla birlikte yaşama konusunda 40 ayrı proje hazırlanarak yürürlüğe kondu.

Ülkemizde ise ne Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, ne de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın bu konuda bize intikal etmiş bir çalışmaları yok. Zaman geçiyor. Yapılması gereken; bu konuda ilgili genç elemanların ilgilerini artırmak için, yurtdışına, özellikle Almanya’ya gönderilmeleri ve ondan sonra bir program dahilinde bu konuya başlanması.

Öte yandan, Uluslararası Paralimpik Komitesi (IPC) 1 Ocak 2018’den itibaren, bugüne kadar tescil edilmiş tüm klasifikasyonları, yani sporcuların sınıflandırılmasını sıfır (0) kabul ederek, yeniden, yeni kurallara göre sınıflandırmanın ülkeler tarafından yapılmasını ve daha sonra bunların kontrolünü öngörüyor. Şu ana kadar ilgili federasyonlardan ve konunun esas sahibi olan Spor Genel Müdürlüğü’nden bir çaba görmedik. Zaman hızla ilerliyor. Eğer bir an önce ilgili komisyonlar kurulup, gerekli adımlar atılmazsa, sporcularımız önümüzdeki yıl yapılacak olan uluslararası şampiyonalara katılamayabilirler.

Bir görüşme sırasında Spor Genel Müdürlüğü’nden bir üst düzey yetkili, “Bu, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin görevidir. Paralimpik Komitesi bağımsız bir kurumdur” demiş. O zaman biz de soralım: “Madem Türkiye Milli Paralimpik Komitesi bağımsız bir kurum da, senelerdir Paralimpik Oyunları’na gidecek olan kafile başkanlarını niçin Gençlik ve Spor Bakanlığı seçiyor?” Bu sadece örneklerden biri. Tekrar etmekte fayda var. En kısa zamanda Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın önderliğinde, ilgili kurumların bir araya gelip bu konuları tartışması ve bir çözüme kavuşturması gerekiyor.