| Posta

BRAVO HASAN SAYYIDAN!


03-08 Haziran 2018 tarihleri arasında İsveç’in Malmö şehrinde yapılan Dünya Goalball Şampiyonası’nda Görme Engelliler Bayan Goalball Milli Takımımız Dünya 2’ncisi olarak 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’na kotasını almıştır. Başarılarının devamını diliyoruz.

Umarız düzeltilir

Görme Engelliler Erkek Goalball Milli Takımımız ise gruplardan çıkamayarak, 10’unculuk derecesine ancak ulaşabildi. Bu da Sayyıdan Federasyonu’nun Erkek Goalball Milli Takımı’nın sporcularını Milli Takıma almayışı ve mazeretleri dolayısıyla da Disiplin Kurulu’na sevk etmesinden kaynaklanıyor. Disiplin Kurulu sporcuları suçsuz bulmuş. Belki de spor hukuku tarihinde ilk defa bir federasyon tahkim kuruluna başvurmuş. Tahkim kurulu da bu kararı bozup sporcuların cezalandırılmaları gerektiğini söylemiştir. Umarız bu karar yeniden düzeltilir.

Favori görülüyordu

Bunun yanı sıra diğer paralimpik spor branşımız olan futbolda ise, daha önceki başarılarına bakarak favori görülen Milli Takımımız, İspanya’nın Madrid kentinde 7-17 Haziran 2018 tarihleri arasında yapılan Dünya Şampiyonası’nda gruplardan çıkamayarak, 13’üncülüğü elde etti.

Görme engelliler sporuna zarar veriyor

Gelen bilgilere göre Sayyıdan Ailesi, kızına ve torununa gri pasaport çıkararak ailece yarışmalara katıldı. Spor Genel Müdürlüğü kanaatimizce, Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonu’ndaki Teftiş Kurulu’na intikal eden konularla ilgili biraz ağır hareket ediyor. Bu da görme engelliler sporuna maalesef zarar veriyor.

Emeklere yazık oluyor

Daha yazılacak çok şey var. 2.5 ay ceza alan oğlu Salih Sayyıdan, Goalball sporundan cezalı olduğu halde maaşını almaya devam edip seyahatlere katılıyor. Federasyon Başkanı’nın görüşüne göre oğlu, sözde Milli Takım antrenörü; Goalball sporu branşı dışında, Futbol ve Futsal branşından da sorumlu olduğu için kendisine maaş ödenmesine devam ediliyor. Yazık, bunca yıldır görme engelliler sporuna verilen emeklere!

ÇENGELLİ PANO

`Sonuna kadar devam edeceğim`

TESYEV Bursiyerler Toplantısı çok güzeldi. Yeni arkadaşlar edindim, eğlendik. Benden daha zor durumdakileri yakından gördüm. Engelli olmak ile özürlü olmak farklı şeyler. Engelli her türlü zorluklara göğüs gererek, engeli engelsize çeviriyor. Özürlü ise biraz daha kabaca, üslupsuzca, sanki dalga geçmek için söyleniyor. Yani ben öyle anladım. Mantıklı da. Zaten bir kusurun varsa da işlerini yapıyorsan, bundan iyisi olamaz. Böyle arkadaşlar vardı ki tıp fakültesini bitirmiş, mühendis olmuş. Hiçbir zaman mücadeleden vazgeçmemiş, başarmış arkadaşlar çoktu. Bu arkadaşlarımdan gördüğüm kadarıyla, sonuna kadar yılmadan devam edeceğim. Her insan özeldir….

O. Ş. Adnan Menderes Üniversitesi Sultanhisar Meslek Yüksek Okulu Fidan Yetiştiriciliği 1.Sınıf

`Maddi-manevi zordayım`

Mart 2010’da, askerde yüksek ateş nedeniyle revire gittim. Revire gittiğinde sapasağlamdım. Yapılan yanlış iğne sonucu işitme duyumu kaybettim. Gülhane Askeriye Hastanesi’nde 65 gün tedavi gördüm. Tedavim bittiğinde ‘Askerliğe elverişli değildir’ raporu verildi. Bu konu hakkında hem maddi hem manevi olarak dava açtım. Bir de malulen emeklilik için dava açmıştım, onu kaybettim. Bana verdikleri cevap “Sivil hayatta yaşanabilir, şans eseri askeriyede yaşandı” oldu. Hatayı kabul etmediler. Şu anda zordayım. Davayı kaybettiğim için bir de karşı tarafa para ödeyeceğim. Yaşadıklarımdan önce evlilik hazırlığı yapıyordum. Evleneceğim kızın ailesi işitme engelli olduğum için beni istemedi. Sevgili büyüklerimden yardımlarını bekliyorum.

Özkan Aygüneş Tel: 0530 563 15 00

ENGELLİLERE HATALI DENİR Mİ?

Bu konuyu 8 ve 15 Şubat 2016 tarihlerinde köşemizde yazdık. Sonrasında 4 Nisan 2016, 9, 16 ve 23 Ocak 2017 tarihlerinde de konuyu tekrar tekrar köşemize taşıdık. 08 Ocak 2016’da Antalya-Alanya’da düzenlenen ‘Engelsiz Siber Güvenlik Konferansı’na katılan Savunma Sanayi Müsteşarlığı AR-GE ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanı Ata Şenlikçi konuşmasında “Benim şahsıma ait 6 çocuğum var, hanımımla beraber. Elhamdülillah hiçbirinde hata yok” diyerek akla ve mantığa sığmayan bir konuşma yaptı. Biz kendisine bu sözleriyle ilgili sorular sorduk. Mesela “Allah-u Teala’nın yarattığı en değerli varlık olan insana ‘Hatalıdır’ deme cesaret ve gücünü nereden alıyorsunuz? Bir başka ifade ile, Allah-u Teala size göre hatalı işler mi yapıyor?” diye yazmıştık. Bu konuyla ilgili okuyucularımızdan yüzlerce mail geldi. Bunların bir kısmını da bu köşede yayınladık.

Unutulan bir şey yok

Sonuçta, Ata Şenlikçi’nin özür dilemesi gerektiğini hem okurlarımız, hem de biz ısrarla hatırlattık. Aradan geçen 2.5 senelik sürede Ata Şenlikçi’den bir ses çıkmadı. Herhalde bazılarının düşündüğü gibi, “Milletimiz balık hafızalıdır, nasılsa bu unutulur, geçer gider” dedi. Unutulan bir şey yok. Maalesef, devlette görev yapan insanlarımız çoğunlukla özür dilemeyi zayıflık kabul ederler. Oysa hepimizin bildiği gibi, hatalı bir davranış veya sözümüzden dolayı özür dilemek bir erdemdir. Kendisine bir kez daha hatırlatıyoruz.

Not: Bu arada Ata Şenlikçi’nin artık Savunma Sanayi Müsteşarlığı AR-GE ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanı olmadığını öğrendik. Görevi değişmiş olabilir. Ama bu onun özür dileme sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.