BİR YIL BÖYLE GEÇTİ (3)

Sevgili okurlarım, 2 hafta önce 1 yıldır bu köşede yayınladığımız yazıları gözden geçirmeye başlamıştık. Bu hafta da kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Sevgide serbestlik saygıda mecburiyet (02.09.2019)

Gazetede bu konuyu birkaç kez yazdık. Ülkemizde sık sık şahit olduğumuz bir durum var. Birçoğumuz, genellikle kendimize yakın gördüğümüz insanları çok severiz. Daha doğrusu sevdiğimizi söyleriz. Ama gerçek böyle değildir. O çok sevdiğimizi söylediğimiz kişi yanımızdan ayrılınca arkasından, çoğunlukla da hiç yakışmayacak, eleştirileri sıralarız.

Dünya için geçerli

Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı (TESYEV) bir sivil toplum örgütüdür. Kuruluşundan bugüne kadar 35 binden fazla engelliye destek olmuştur. O bir yana, burs verdiğimiz yaklaşık 500 öğrencimiz her sene İstanbul- Pendik’te 5 yıldızlı bir otelde 2 gece misafir edilir. Onlarla tartışılır, son derece demokratik bir ortamda dertleri dinlenir, çözümler aranır. Onlara da hep aynı şeyleri söyleriz, “Gençler birbirimizi sevmek zorunda değiliz, ama saygı duymak zorundayız.” Saygı da, unvana ve göreve bağlı olarak değil, hepimiz insan olduğumuz için duyulmalıdır. Birbirimizden farkımız yok; bu dünyada yaşayan bütün insanlar için geçerlidir bu kural. Nihayetinde hepimiz insanız.

TESYEV kimsenin kurumu değil

Ülkemizde, özellikle bir koltuğa sahip olan bakanlar, genel müdürler, profesörler, üniversite rektörleri, devlette görevli olan çeşitli bürokratlar kendilerine bağlı kurumlar dışında da aynı saygısızlığı gösterirler. Örnek mi? Verdiğimiz burslar için üniversitelere, rektörlüklere yazdığımız yazılara şöyle cevaplar gelir: “Burs verilebilecek öğrencilerin listesi aşağıdadır, gereğini rica ederim.” Altında ‘Saygılarımla’ ifadesi yok! Çünkü o beyefendi rektördür. Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nı da (TESYEV) kendisinin bir kurumu zanneder.

Koltuk sevdası

Kaç defa yazdık, söyledik ama o koltuk aşkı ne yazık ki onların bu saygısızlığını düzeltmeye yetmedi. Bir rektör, bir üniversitenin bölümünün başkanı olarak, bir sivil toplum örgütünden gereğini rica edemezsiniz. Ancak, ‘Değerlendirmenizi rica ederiz’ diyebilirsiniz. Altına da, ‘Saygılarımla, selamlarımla, hayırlı günler dileklerimle’ gibi ifadeler yazmak da sizi küçültmez. Bu devlet kurumlarında da aynen geçerlidir. Kendi aralarında ast-üst ilişkisi içinde bunu yapmaları son derece doğaldır. Lakin, kendi aralarındaki hiyerarşiyle karıştırıp Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü veya herhangi bir bakanlığın bir bölümü, bir sivil toplum örgütüne, ‘Gereğini rica ederim’ deyip altına, yukarıda da belirttiğimiz gibi, ‘selamlar, saygılar’ filan yazmadan göndermekte sakınca görmüyor. Sanki bu sivil toplum örgütleri bu bakanlıklara, bu kurumlara bağlı birer kurum. Durum düzelir mi? Bu konu bir gün düzelir Elbette bu konu düzelmesine düzelir. Ama yine her konuda olduğu gibi, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda bir talimat vermesi gerekiyor kanımca. Bundan böyle tüm devlet kurumları yazdıkları yazılarda sonuna, ‘Saygılarımla, selamlarımla’ diyecek şeklinde bir talimat verecek. O zaman düzelir. Bu hatayı yapan bürokratlar, öğretim üyeleri, o zaman belki anlar ve öğrenirler, karşılarındaki insana onların da saygı göstermesi gerektiğini anlarlar. Bu makamlar ve unvanlar gelip geçicidir. Her makamın, her görevin bir limiti ve sonu vardır. Bu beyler ve hanımefendiler bir gün gelir emekli olurlar, çevrelerinde çok az kişi kalır. Ondan sonra birdenbire çok insancıl, çok cana yakın oluverirler. Tabii, yalnız kaldıklarını ve kalacaklarını hissettikleri için.

ÇENGELLİ PANO

`Yüreğime dokundunuz’

Yeni bursiyerinizim. Bana verdiğiniz mutluluğu paylaşmak istedim, yüreklerimize dokunduğunuz için sonsuz teşekkür ediyorum. Hayatım boyunca hep şansımı kendim yaratma telaşında oldum. Bütün olmazlara karşı mücadeleme hukuk bölümünü kazanarak başlamıştım. Sonra sizlerle tanıştım. Artık yalnız değilim. Dedim ki “Şilan, maddiyat eksikliği bir yere kadar, ebedi olan maneviyat.” İlk günden beri ilginize teşekkürlerimi sunarım. Engelsiz yarınlarda buluşmak dileğiyle. Handan ve Gülderen ablalarıma çokça sevgiler. Ş. S. Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Bölümü

‘ENGELLİ MAAŞIM KESİLDİ’

İşitme engelliyim, iki kulağımda işitme cihazı var. Kalp, tansiyon ve astım hastasıyım. 93 yaşındaki babama bakıyorum diye engelli maaşım iptal edildi. Altı aydır engelli maaşı almadım. Babam bakıma muhtaç.

Samsun Bafra Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma Vakfı maaşımı iptal etti. Bana her sene kömür veriyorlardı, o da iptal edildi. Babam 1.500 TL maaş alıyor diye benim maaşımı kestiler. Çetin Osmankocaoğlu/Samsun Tel: 0545 876 33 51 Posta 20.01.2020